Türkiye'nin En Güncel Gezi Rehberi...
instagram facebook twitter pinterest tumblr
Gezi Rehberi
Anasayfa » Yurt Dışı » Ülkeler » Yavru Vatan Kıbrıs

Yavru Vatan Kıbrıs


Yavru vatan Kuzey Kıbrıs'ın tarihi, gezilecek yerleri, görülmesi gereken mekanlarını anlatan internet ortamındaki en detaylı içeriğe konumuzun devamında ulaşabilirsiniz.

Kıbrıs gezilecek yerler
Akdeniz’in ortasındaki Kuzey Kıbrıs kendine has şivesinden, soldan akan trafiğine kadar hem farklı hem de Türkiye’den izler taşıyan bir ada ülkesi. Görkemli kaleleri, farklı dinlere ait tapınakları, yılın her mevsiminde ışığı ve güneşi, zengin tarihi, göz alabildiğine uzanan altın renkli kumsallarıyla Akdeniz’in heyecan verici tarihine tanıklık etmiş ve ikiye bölünmüş bir ada Kıbrıs.

Kıbrıs’ın Tarihi

Kıbrıs; Doğu Akdeniz’deki din ve ticaret yolları üzerinde bulunması, katıların kesiştiği bir noktada olması nedeniyle birçok uygarlığa ev sahipliği yapmış. 1571 yılında Osmanlılar tarafından fethedilmiş, 1878 yılında adayı İngilizlere kiralamış, 1960 yılında Kıbrıs Cumhuriyeti ilan edilmiş ve adada fiilen İngiliz egemenliği bitmiş ama etkisi geçmemiş. Trafik hala soldan akıyor, evler sterlinle alınıp satılıyor. 1960 yılında imzalanan anlaşmayla İngilizlere Güney Kıbrıs’ta iki üs bırakılmış. Şimdi Karni ve Esentepe köylerinde yaklaşık 6000 İngiliz yaşıyor, güneyde de 30 bin İngiliz’in yaşadığı söyleniyor.


1963 yılında iki kesim arasında çatışmalar başlamış, bu tarihte 104 karma köy varmış, Türkler 1963-1974 yılları arasında 84 köyden sürülmüş. 15 Temmuz 1974 günü Yunanistan'daki Albaylar Cuntasının da desteğini alan EOKA lideri Nikos Sampson Makarios hükumetini devirmiş. Beş gün sonra Türk ordusu denizden ve havadan harekata başlamış. BM Güvenlik Konseyiateşkes isteyince harekat durmuş, Türk ordusu Girne’den Lefkoşa’ya kadar uzananbölgeye sıkışmış. 15 Ağustos 1974 günü ikinci harekat başlamış, Mağusa, Erenköy,Karpaz çevresi Türk denetimine girmiş. Ancak ikinci harekat uluslararası kamu­oyunda büyük tepkiyle karşılanmış, Türkiye’nin sınır çizmesi de, Kıbrıslı Türklerinkurdukları devlet de, hiçbir zaman kabul edilmemiş. Zaten adanın yüzde 36,04’ünü elinde tutan KKTCyi Türkiye’den başka tanıyan yok. 1974’te ikiye bölünen adada iki taraf çözüme ulaşmak için yıllardır görüşüyor, ancak ortada somut bir gelişme olduğu söylenemez. Rum kesimi gerek AB üyesi olması gerekse turizmden büyük gelirler alması nedeniyle Kuzey’e fark atmış. Güneyde milli gelir 27000 dolarken, kuzeyde 7000 dolar civarında kalmış.

Kıbrıs’ta Gezilecek Yerler

Ercan Havaalanına inen yolcuları, Beşparmak dağlarına işlenmiş devasa KKTC bayrağı karşılıyor. 482 metre boyundaki ve 275 metre enindeki bayrağın dünyanın en büyük bayrağı olduğu söyleniyor. Mimozalı, akasyalı yollardan geçilerek Lefko­şa’ya varılıyor.

Tek Kentte İki Başkent: Lefkoşa

Lefkoşa, Trodos ve Beşparmak dağlarının arasındaki Mesarya Ovası’nın ortasına kurulmuş. Lefkoşa hem KKTC’nin hem de Kıbrıs Rum yönetiminin başkenti. 200 bini güneyde 100 bini kuzeyde olmak üzere 300 bin kişinin yaşadığı kenti Yeşil Hat ikiye ayırıyor, buradaki kapılardan güneye geçilebiliyor. Kıbrıslı Türklerin birçoğu bu kapılardan geçerek Güney’e gidiyor, orada çalışıp Rum okullarında eğitim görüyor.

Girne Kapısı

Lefkoşa’nın etrafı surlarla çevrilmiş. 4,5 km uzunluğundaki Lefkoşa surlarının, on bir burç ve üç giriş kapısı bulunuyor. Venedikliler 1489 yılında adayı ele geçirdikten sonra saray, kilise gibi birçok eski yapıyı yıkıp taşlarını surların inşasında kullanmış. Günümüzde surların içine girişi sağlayan kapılar, yanlarına açılan yollar nedeniyle asıl işlevini yitirmiş. Kapılardan ikisi güneyde, biri de kuzeyde bulunuyor. Kuzeydeki kapının adı Girne Kapısı.

Mevlevi Tekke Müzesi

Girne Caddesindeki Mevlevi Tekkesi, Kıbrıs'ın en önemli yapılarından biri. Mevlevilerin Kıbrıs'taki merkezi olan tekke 17. yüzyılın başında inşa edilmiş. Tür­kiye’de tekkeler kapatıldıktan sonra da faaliyetini sürdüren Mevlevi Tekkesi 1954 yılında Şamlı Selim Dede öldükten sonra kapanmış; 2002 yılında Mevlevi Tekke Müzesi olarak hizmet vermeye başlamış. Mevlevi Müzesinin biraz ilerisinde Kıbrıs Türklerinin lideri Dr. Fazıl Küçük’ün müzesi yer alıyor. Sarayönü ise Lefkoşa'nın en önemli meydanlarından. Meydanın ortasında Venediklilerin Salamis harabelerinden getirip diktiği bir sütun var.

Selimiye Camisi

Kıbrıs'taki en büyük ve görkemli tapınağın Selimiye Camisi (St. Sophia Kated­rali) olduğu kabul ediliyor. Lüzinyan krallarının da taç giydiği bilinen gotik katedralin batı cephesindeki kabartmalar çok etkileyici.

Hagios Nikolaos Ortodoks Kilisesi

Selimiye Camisinin bitişiğinde de Hagios Nikolaos Ortodoks Kilisesi yer alıyor. Aynı dönemde inşa edilen gotik yapıya Osmanlı döneminde çarşı olarak kullanıldığı için bedesten deniyor. Caminin diğer yönündeyse içinde elyazması eserler de bulunan 1829 yılında Sultan 2. Mahmut tarafından inşa ettirilmiş bir kütüphane yer alıyor.

Taş Eserler Müzesi

Selimiye Camisinin doğusundaki Taş Eserler Müzesi de mutlaka görülmesi gereken bir yer. 15. yüzyılda Venediklilerce inşa edilmiş bu yapıda birçok taş eser (armalar, mermer eserler, lahit ve sütunlar) sergileniyor.

Büyük Han

Lefkoşa’da Bursa'daki Koza Han'ın adeta kopyası olan bir han var. Büyük Han Kıbrıs'taki en önemli Osmanlı eseri olarak kabul ediliyor. Kıbrıs Beylerbeyi Muzaffer Paşa tarafından 1572 yılında inşa ettirilen Büyük Han bir iç avlunun etrafına dizilmiş 68 odadan oluşan bir yapı. İki katlı hanın Asmaaltı sokağına bakan ön cephesinde de dükkan bulunuyor. Avluda alt katı çeşme olan sekizgen yapılı bir mescit yer alıyor. Büyük Han'ın bir başka özelliği de yalnızca Lefkoşa’nın değil Kıbrıs'ın en büyük hanı olması. Büyük Han’da Kıbrıs'a özgü hediyelik eşyaların satıldığı dükkanlarda Venedik döneminde adaya geldiği bilinen Leonardo da Vinci’nin de hayran kaldığı ve “Son Akşam Yemeği” tablosunda da kullandığı bilinilen Lefkara işi örtüler de satılıyor. Büyük Han'ın karşısında da 44 odalı Kumarcılar Hanı yer alıyor. Aslında buranın adı Humarcılar (müzisyenler) imiş, zaman içinde Kumarcılar denilmiş.

Derviş Paşa Konağı

Baf Kapısı yakınlarındaki Arabahmet Mahallesi de Lefkoşa’nın tarihi dokusunu koruyan yerlerinden biri. Burada son derece güzel sivil mimari örnekleri görülüyor. Mahalle adını suriçindeki 16 Osmanlı camisinden biri olan Arabahmet Camisinden almış. Şimdi etnografya müzesi olarak kullanılan Derviş Paşa Konağı da bu mahalledeki güzel konaklardan biri.

Akdeniz’in Şımarık Kızı: Girne

Mitolojide Akdeniz’in şımarık kızı olarak adlandırılan Girne, Kuzey Kıbrıs turizminin merkezi. Las Vegas’ı andıran kumarhaneleri, lüks otelleri, tarihi eserleri ve uçsuz bucaksız kumsallarıyla turistlerin akınına uğruyor. Beşparmak Dağlarının eteklerindeki Girne geçtiğimiz yüzyılın başında küçük bir sahil kasabasıymış. 1974 Harekatı öncesi 2200 Rum ve 1800 Türk’ün yaşadığı Girne şimdi bir hayli büyümüş ve nüfusu 45 bine dayanmış. Kuzey Kıbrıs'taki 18 bin yatağın 12 bini burada bulunuyor.

Girne Kalesi

Girne Kalesi ve Limanı eski kentin merkezini oluşturuyor. Günümüze son de­rece sağlam bir şekilde ulaşan Girne Kalesi’nin içindeki modern müzecilik anlayışıyla yapılmış canlandırmalar ve sergi salonları dikkat çekici. Bunların en önemlisi Ak­deniz’in en eski ticaret gemisi olduğu kabul edilen 2300 yıllık bir batık. Lüzinyan zindanlarında ise işkence sahneleri canlandırılmış, o zamanki işkenceleri görünce halimize şükretmek geliyor insanın içinden(!) Kalenin yanı başında at nalı şeklinde­ki Girne yat limanı sıra sıra lokantaları, kafeleri, barlarıyla tipik bir Akdeniz kenti havası taşıyor.

Arhangelos Ortodoks Kilisesi

Zarif çan kuleli Arhangelos Ortodoks Kilisesi ise Girne ve çevresin­den toplanan ikonaların sergilendiği bir müze olarak kullanılıyor. Girne’yi kuşbakı­şı seyreden bir tepede de Bellapais Manastırı bulunuyor.

Selvili Tepe


Beşparmak Dağları adanın kuzeyinde 80 km boyunca uzanıyor. Ortalama 900 - 950 metre yüksekliğinde olan sıradağın en yüksek yeri 1024 metre yüksekliğinde­ki Selvili Tepe. Beşparmak Dağlarının üzerinde Arap akınlarına karşı inşa edilmiş St. Hillarion, Buffavento ve Kantara adında üç Ortaçağ kalesi bulunuyor. Girne’yi 732 metre yükseklikten seyre­den St. Hillarion Kalesi adını Kudüs’ten kaçarak Kıbrıs'a yerleşen bir azizden almış. Kalenin güzelliği Walt Disney’e de esin kaynağı olmuş, birçok çizgi filminde kaleyi canlandırmış.

Çağdaş Trajedi: Mağusa

Tarih boyunca Kıbrıs'ın en önemli limanı ve dışa açılan kapısı olan Mağusa birçok uygarlığa ev sahipliği yapmış. Kah Shakespeare’in ünlü “Othello” trajedisine ilham olmuş, kah zindanlarında Namık Kemal’i ağırlamış. Ortaçağ mimarisinin en güzel örnekleriyle dolu olan Mağusa adeta bir açık hava müzesi gibi, güneyindeki Maraş bölgesiyse çağdaş bir trajedi olarak öylece duruyor.

Othello Kalesi

Kentin tarihi yerleşimi surların içinde, Mağusa surları ilk kez Lüzinyanlarca ya­pılmış, günümüzdeki halini ise Venedikliler zamanında almış. 3 kilometre uzunluğundaki surların üzerinde 14 kule ve kentin giriş kapılan olan Kara Kapısı (Ravelin) ile Deniz Kapısı (Porta del Mare) yer alıyor. Aslında bir içkale olan Othello Kalesi de burada. Kaleye Othello adı, İngiliz döneminde verilmiş. Shakespeare’in ünlü Othello trajedisinde 1506-1508 yıllarında Kıbrıs Valisi olan Christopher Moro’nun eşi Desdemona’yı kıskandığı için bu kalede öldürtmesinden esinlendiği sanılıyor.

Namık Kemal Meydanı

Namık Kemal Meydanı kentin kalbi. Burada Mağusa’nın da en görkemli yapısı olan 1298-1312 yılları arasında Lüzinyanlar tarafından inşa edilmiş St. Nicholas Ka­tedrali yer alıyor. Kıbrıs’a damgasını vuran Lüzinyan kralları, önce Lefkoşa’da St. Sophia Katedrali’nde Kıbrıs Kralı, sonra da Mağusa’da St. Nicholas Katedrali’nde Kudüs Kralı olarak taç giyermiş. Olağanüstü güzellikteki gotik kilise camiye çevrilmiş ve Osmanlı komutanı Lala Mustafa Paşa'nın adı verilmiş. Avlusunda 1298 yılında dikilen ve yılda yedi kez meyve veren bir cümbez ağacı var. Meydanın diğer köşesinde Venedik Sarayının kalıntıları yer alıyor. Saraydan geriye yalnızca üç kemer girişi ulaşabilmiş. Sarayın avlusunda Namık Kemal’in 38 ay boyunca kaldığı zindan yer alıyor. Zindanın biraz ilerisinde de şimdi kullanılmayan Sinan Paşa Camisi (St. Peter ve St. Paul Kilisesi) yer alıyor. Suriçindeki yapıların çoğu İngiliz döneminde sökülerek taşları Süveyş Kanalının inşasında kullanılmış. Farklı topluluklara da ev sahipliği yapmış Mağusa; Nasturi Kilisesi ve Ermeni Kilisesi de çok kültürlü geçmişin izleri olarak duruyor. Kertikli Hamam, Cafer Paşa Hamamı ve Akkule Mesci­di de Osmanlıdan kalma yapılar.

Doğu Ak­deniz Üniversitesi

Mağusa kenti yavaş yavaş Kuzey Kıbrıs'ın tek devlet üniversitesi olan Doğu Akdeniz Üniversitesine doğru kayıyor. Kıbrıs’ta 45000 öğrencisi olan altı üniversite var. Üniversiteler Kuzey Kıbrıs'ın en önemli gelir kaynaklarından biri, bütçenin dörtte biri üniversitelerden sağlanıyor. Mağusa’nın da can damarı bu üniversite.

Maraş

Othello’nun yazılmasından yüzlerce yıl sonra Mağusa’da bir başka trajedi yaşa­nıyor. Bu trajedinin adı ise Maraş. Maraş adı bildiğimiz varoş sözcüğünden geliyor, Rumlar kentin güneyini Varosha olarak adlandırıyordu. Maraş 1960lı yıllarda hızla gelişmiş ve Akdeniz’in en sayılı tatil merkezlerinden biri haline gelmişti. 1974 yılında beş kilometrelik kıyı şeridine sahip Maraş bölgesinde 15000 yatak kapasitesi bulunan 110 otel vardı ve her yıl buraya yüz binlerce turist geliyordu. Maraş tek başına Kıbrıs'ın gelirinin üçte birini sağlıyormuş, şimdi Kuzey Kıbrıs'taki tüm yatak kapasitesinin bu kadar olduğunu düşünecek olursak Maraş’ın önemi daha iyi anlaşılır. Ancak en son teknolojiyle inşa edilmiş oteller, içindeki tüm eşyalar, hatta otoparklarındaki araçlarla birlikte kaderine terk edilmiş. Yalnızca oteller değil ünlü butiklerin vitrinlerindeki elbiseler, Opel bayisindeki 1974 model 0 kilometre araçlar da öylece kalmış. Hatta Rumların 14 Ağustos günü başlayan ikinci harekat sırasında kahvaltı masalarını bile bırakıp, apar topar kaçtıkları söyleniyor. Maraş’taki yapılar, geçen zaman içinde yağmalanmış ve uzun süredir el değmediği için harabeye dönmüş. Yalnızca BM askerleri tarafından özel koruma altına alman İngiliz Kraliyet Ailesi’ne ait Golden Sands Oteli, Hagios Ioannes Kilisesi ve Sophia Loren’in evinin düzenli olarak bakımı yapılıyormuş. Maraş şimdi askerlerin içeriye kimseyi sokmadığı tel örgülerle çevrili hayalet bir kent. Fiilen Türk toprağı ama kontrol BM’ye ait. Turistler İkon Müzesi’nden öteye geçemiyor.

Salamis Antik Kenti

Mağusa’yla Boğaz arasında uçsuz bucaksız kumsallar uzanıyor. Şimdilik bu bölge Salamis civarındaki birkaç tesis dışında bakir. Mağusa’ya yaklaşık 8 km uzak­lıkta ise antik dönemde Kıbrıs'ın başkenti olan Salamis kentinin kalıntıları yer alıyor. Salamis’ten günümüze ulaşan gymnasium, hamamlar, antik tiyatro, agora, ba­zilikalar, Zeus Tapınağı ve kral mezarları gibi yapılar kentin görkemini yansıtıyor.

Hagios Barnabas Manastırı

Salamis Nekropolü’nün batı ucunda Kıbrıs'ın en ünlü manastırlarından biri ve İsa'nın havarilerinden Barnabas’ın mezarı bulunuyor. Salamisli bir Yahudi olan Barnabas Kıbrıs’ta Hristiyanlığı yaymaya çalışırken kendi vatandaşlarınca öldürülmüş. Müridleri cesedi kaçırıp bir yeraltı mağarasına gömmüş. Hagios Barnabas Manastırı görkemli bir kilise, bir iç avlu ve onun etrafına dizilmiş odalardan oluşuyor, ana yapının yüz metre kadar uzağında da Havari Bamabas’ın mezarının bulunduğu bir başka şapel bulunuyor. Burada yaşayan üç keşiş 1974 Harekatı’ndan sonrada manastırda kalmış, ancak 1976 yılında Güneye geçmiş. Daha sonra restore edilen manastırın ana kilisesi ikonların sergilendiği, keşiş odaları ise çevreden toplanan arkeolojik eserlerin sergilendiği bir müze olarak ziyarete açılmış.

Kantara Kalesi

Beşpar­mak Dağları üzerinde, yaklaşık 700 metre yükseklikteki Kantara Kalesi ise Mesarya Ovasına ve Karpaz Yarımadasına hakim bir noktada yer alıyor. Kalenin adından ilk kez 1191 yılında Aslan Yü­rekli Richard’ın Kıbrıs'ı ele geçirmesi sırasında söz ediliyor. Venedikliler zamanında denizden uzak diğer kaleler gibi Kan­tara Kalesi de önemini kaybetmiş.

Karpaz Yarımadası

Karpaz; Kıbrıs'ın doğusunda yaklaşık 80 km uzunluğunda ve 11 km genişliğinde bir yarımada. Salamis Körfezinin kuzeyinden başlıyor ve Apostolos Andreas Burnunun ucundaki Klidhes Adalarına dek uzanıyor. Burası Kuzey Kıbrıs'ın en iyi korunmuş, hatta el değmemiş bölgesi. Güzelyurt ile birlikte Kuzey Kıbrıs'ın en verimli topraklarına sahip olan Karpaz’da zengin tarihi kalıntılar da bulunuyor.

İskele Kasabası

Mesarya Ovası’nın bitip Karpaz yarımadasının başladığı noktada İskele kasabası yer alıyor. İskele’deki İkona Müzesi 12. yüzyılda inşa edilmiş bir Bizans kilisesi, duvarları aynı dönemde yapıldığı anlaşılan resimlerle süslü. Burada Kıbrıs'ın en eski ikonaları sergileniyor. Biraz ilerideki Boğaz Mahallesi ise plajları ve balıkçı lokantalarıyla ünlü.

Rum Köyleri

Dipkarpaz köyüne giden yol boyunca eski Rum köylerinin içinden geçiliyor. Hemen hemen her köyde terk edilmiş Rum kiliseleri ve tarihi kalıntılar bulunuyor. Bafra köyünde kayalara oyulmuş mezarlar; Çayırova köyüne 7-8 km uzaklıkta Fe­nikelilerin kurduğu liman kenti Knidus’un kalıntıları var. Büyükkonuk (Komikebir) köyünde de Aziz Oksentios’un mezarının olduğu kabul edilen tarihi bir kilise bulunuyor. Sazlıköy’ün hemen dışında da erken Bizans dönemine tarihlenen duvarları resimlerle kaplı Panagia Kyra Kilisesi yer alıyor. Bir başka Bizans yapısı da Boltaşlı köyündeki duvarları mozaiklerle süslü Panagia Kanakaria Kilisesi.

Karpaz’ın en eski ve en büyük camisi 19. yüzyılda inşa edildiği bilinen Mehmetçik (Galatya) köyü camisi. Sazlıköy’de de (livadya) aynı döneme tarihlenen bir cami var.

Aya Trias

1974 Harekatı sırasında Karpaz yarımadasında yaşayan Rumların Güneyle bağlantısı kesilmiş, bu yüzden çoğu kaçamamış ve 5000 kadarı yerinde kalmış. Zaman içinde büyük bölümü güneye gitmiş ama yaşlılar topraklarını terk etmemiş, kalanlara Rum yönetimi maaş bağlamış. Sipahi (Aya Trias) köyünde de 100 Rum yaşıyor, BM burada yaşayan Rumlara çarşamba günleri konvoy eşliğinde 10 ton gıda maddesi getiriyor. 1974 yılından sonra Sipahi köyüne Trabzonlular da yerleştirilmiş. Sipahi köyünde tabanı boydan boya mozaiklerle kaplı ve 6. yüzyılın başına tarihlenen Aya Trias Bazilikası bulunuyor. Arap akınları sonrasında hasar gördüğü sanılan yapının 10. yüzyılda terk edildiği sanılıyor.

Dipkarpaz Kasabası

Karpaz yarımadasının son ve en büyük yerleşimi 3000 kişinin yaşadığı Dipkarpaz (Rizokarpaso) kasabası. Burada da 300 Rum yaşıyor. Eskiden yalnızca Rumların yaşadığı kasabaya 1974 harekatından sonra Türk göçmenler yerleştirilmiş. Kö­yün meydanında hem Rumların hem Türklerin kahvehaneleri ve dükkanları var. Köyde camiyle kilise yan yana. Dipkarpaz köyünün kuzeyinde Ayfilon olarak adlandırılan sahilde Kıbrıs'ın efsanevi kralı Pygmalion tarafından kurulduğu kabul edilen Karpasia antik kentinin kalıntıları yer alıyor. Karpasia’nın en önemli kalıntısı 12. yüzyılda inşa edildiği bilinen ve tabanı mozaiklerle süslü Ayfilon kilisesi. Ayfilonla Apostolos Andreas Manastırı arasında Aphendrika antik kentinin kalıntıları bulunuyor. Aphendrika’daki üç kilise kalıntısı da görülmeye değer.

Apostolos (Havari) Andreas Manastırı

Karpaz yarımadasının sonunda kendi adıyla anılan burnun ucunda Apostolos (Havari) Andreas Manastırı yer alıyor. Dipkarpaz’dan manastıra ulaşmak için 20 km daha yol yapmak gerek. Manastır Rum Ortodoks Kilisesi’nin kurucusu olarak da kabul edilen Havari Andreas’a adanmış. Ortodoks geleneğine göre Havari Andreas bir gemi yolculuğu sırasında burada karaya çıkmış ve yere vurduğu asasıyla mucizeler yaratan bir su çıkarmış. Şimdi denizin kıyısında akan pınarın işte bu su olduğu kabul ediliyor. Ortodoks dünyasının hac merkezlerinden biri olan manastır bu kayna­ğın etrafında gelişmiş. Çevresi hediyelik eşya satan tezgahlarca kuşatılmış olan manastırın papazı Dipkarpaz’dan gidip geliyormuş. Rumlar kadar Türklerin de ziyaret ettiği manastırda tutulan dileklerin kabul olacağına inanılıyor.

Karpaz Milli Parkı

Karpaz Milli Parkı, Karpaz Yarımadası’nın en ucunda, doğusunda Apostolos An­dreas (Zafer) Burnu ve Klidhes adaları, batı­sında ise Dipkarpaz Köyü, Ronnas kumulları ve Antik Karpasia kenti ile sınırlanan alanda yer alıyor. Karpaz yarımadası özellikle de Karpaz Milli Park alanı; çok zengin bir eko-sistemi barındırıyor. Kuzey Kıbrıs'ın bilinen, 1410 flora türü ve alt türlerin dörtte üçü Kar­paz yarımadasında, yarısı da Karpaz Milli Parkı’nda bulunuyor. Ayrıca 47 adet olan Kıbrıs endemiklerinin 24’ü, koruma altına alınmış 215 kuş türünden 147’si, 16 sürüngenden 12’si, 5 tür memeliden 2’si park alanında yaşıyor ya da konaklıyor. Milli Park sınırları içinde dünyanın en güzel kumsallarından biri bulunuyor. Birkaç küçük tesis dışında yapılaşmanın olmadığı Altın Kumsalı görüp de büyülenmemek elde değil.


Dünyanın belki de “eşek cenneti” denilebilecek tek yeri Karpaz Milli Parkı. Dipkar­paz köyü ile Apostolos Andreas Manastırı arasında kalan bölgede yaşayan Rumların eşekleri 1974 harekatı sırasında özgür kalmış ve zamanla yabanileşmiş. Askeri bölge ilan edildiği için yerleşime kapatılan bu yörede eşekler çoğalmış ve sayısı 500’ü aşmış.

Yapmadan Dönme!

» Beşparmak Dağları'ndaki kaleleri görmeden,
» Altınkum'da yüzmeden,
» Apostolos Andreas Manastırını görmeden,
» Girne ve Mağusa'yı dolaşmadan, ı
» Maraş'ı görmeden, DÖNME!

Kıbrısta Ne Yenir?

Kıbrıs'ın Hellim ve keçiboynuzu ünlü.

Kıbrıs Nerede, Nasıl Gidilir?

Kıbrıs'a Türkiye'nin 11 kentinden uçak seferleri yapılıyor. Taşucu ve Alanya'dan Girne'ye; Mersin'den de Mağusa'ya deniz- yoluyla da ulaşmak olanaklı.

Ercan Havaalanı'ndan Lefkoşa 23 km, Girne 44 km, Gazimagosa 60 km, Güzelyurt 58 km, Lefke 79 km, iskele 48 km ve Dipkarpaz 124 km uzaklıkta.

Girne'den Lefkoşa 26 km, Gazimagosa 80 km, Güzelyurt 63 km, Lefke 68 km, iskele 77 km ve Dipkarpaz 140 km uzaklıkta.



admin / 29.01.2018 / 1 / 3 570

Yorum Ekleyin


  1. Ersin
    Ziyaretçi
    25 Aralık 2018 01:18
    0

    KKTC'ye mecburen 3 kez gitmek zorunda kaldım. İnanın dönüş uçağının saatini iple çeker oldum. Kıbrıs denince yapılacak 2 şey var. Casinolar ve gece kulüpleri, bunun haricinde gidip görülecek yer değil. En azından benim açımdan böyle... 

Gezilecek Yerler

Gezi Rehberi

Bağlantılar

İngiltere Gezi Rehberi (İngiltere'de Gezilecek Yerler)

İngiltere Gezi Rehberi (İngiltere'de

Üzerinde güneş batmayan imparatorluk olarak anılan İngiltere, Birleşik Krallık
Almanya Gezi Rehberi (Almanya'da Gezilecek Yerler)

Almanya Gezi Rehberi (Almanya'da

Almanya sanayisi ile tüm dünyada iz bırakmış bir ülkedir. Bunun dışında Almanya
Fransa Gezi Rehberi (Fransa'da Gezilecek Yerler)

Fransa Gezi Rehberi (Fransa'da

Dünya ve Avrupa tarihinin önemli aktörlerinden biri olan Fransa; günümüze gelen
Bizi Takip Edin!
15k
Twitter
8.6k
Facebook
21k
İnstagram
1.1k
Youtube
1.6k
Google
1.9k
Pinterest
Abone Olun!
up