Erken Tunç çağından beri yerleşimin olduğu sanılan
Yazılıkaya antik kenti volkanik bir kayalığın üzerinde gelişmiş. Antik kentteki kaya kabartmaları burasının eski bir Hitit yerleşimi olduğunu kanıtlıyor. Egzotik pembe tüf kayaların arasındaki
Yazılıkaya antik dönemde Friglerin en önemli dini merkeziymiş, binlerce yıl sonra da Kafkasya’dan göçen Karaçaylara yurt olmuş.
Yazılıkaya Tarihi
Antik dönemde Anadolu'nun ortası ve batısı arasındaki geniş bir bölge Frigya olarak adlandırılıyordu. Friglere ait kalıntılara daha çok Frig Vadisi de denilen Afyon, Eskişehir ve Kütahya sınırları içindeki bölgede yani Dağlık Frigya’da rastlanıyor. Anavatanlarının Trakya olduğu sanılan Friglerin, Kaşkalarla birleşip Hititlerin dağılmaya başladığı yıllarda Anadolu’yu yurt edindiği kabul ediliyor. Friglerin siyasal bir topluluk olarak ortaya çıkışları ise yaklaşık beş yüzyıl sonra olmuş. MÖ 750 yılında bir devlet kuran Friglerin, ilk kralının Gordios olduğu biliniyor. Friglerin iki önemli merkezi vardı. Biri siyasal yönetim merkezi olan
Polatlı yakınlarındaki Gordion (Yassıhöyük), diğeri dinsel merkezleri olan
Midas (Yazılıkaya) kentiydi.
Yazılıkaya Açıkhava Kutsal Alanı ise Friglerin ana tanrıça Kibele’ye tapındıkları en önemli kült merkeziydi. Roma ve Bizans döneminde de yerleşimin sürdüğü Yazılıkaya antik kentinden günümüze Hitit dönemine tarihlenen kaya kabartmaları, devasa kaya anıtları, sarnıçlar, sunak yerleri, kaya mezarları, basamaklı anıtlar ve antik yollar ulaşmış.
Midas Anıtı
Tanrıçalarının yarlarda yaşadığına inanan Frigler; dini törenlerini tapınak cephesi biçiminde işledikleri kayaların önünde yaparlarmış. Bu yüzden kolayca işlenebilen tüf kayalara sahip olan bu bölgede birçok açık hava tapınağı inşa etmişler. Kaya anıtlarının en görkemlileri ise
Yazılıkaya’da. Bunların en önemlisi ise hiç kuşku yok ki
Midas Anıtı.
Yazılıkaya platformunun kuzeydoğu yamacında yer alan 17 metre yüksekliğindeki anıt üzerindeki yazılar nedeniyle Yazılıkaya olarak adlandırılmış. Pembe renkli kaya özenle yontulup, geometrik şekillerle süslenmiş. MÖ 6. yüzyıla tarihlenen anıtın ortasındaki büyük oyukta bir zamanlar ana tanrıça Kibele’nin heykeli varmış. Anıtın üzerindeki yazıların ne anlama geldiği eski Frig yazısı henüz çözülemediği için bilinmiyor. Yazıttaki bir sözcüğün harfleri Midas’a benzetildiği için anıta
Midas anıtı da deniyor.
Buradaki yerleşim de anıt nedeniyle Midaskent olarak adlandırılmış. Yazılıkaya’nın yaklaşık 200 metre güneybatısında yarım bırakıldığı için Bitmemiş Anıt olarak adlandırılan bir başka kaya anıtı var. Bitmemiş Anıt’tan bu anıtların nasıl yapıldığı da anlaşılıyor. Buna göre önce kayanın üst kısmı kesilip işleniyor ve sonra yavaş yavaş aşağıya doğru iniliyordu. Kentin tepesindeki akropolde de sunaklar sıralanıyor. Üzerinde Frigçe yazılar ve tanrı figürleri bulunan basamaklı sunakların en gösterişlisine
Midas’ın Tahtı deniyor.
Firig Kaleleri
Seyitgazi’den Yazılıkaya köyüne giden yol üzerinde de birçok Frig anıtı bulunuyor.
Yazılıkaya Frig Vadisi doğal sit alanı olarak tescil edilerek korumaya alınmış. Bu yol üzerinde ilk olarak
Doğanlı kaleyle karşılaşılıyor. Kayalara oyulmuş bu yerleşimin bir Frig kalesi olduğu kabul ediliyor. Bölgeye hakim tepelerde Akpara, Gökgöz, Pişmiş ve Kocagöz gibi birçok Frig kalesi bulunuyor. Frig Kalelerinde, örülmüş sur duvarlarının yanında, kayalara oyulmuş sur duvarlarıyla çeşitli mekanlar, gizli geçitler, kaya mezarları, kaya anıtları, kabartmalar, sunaklar, sarnıçlar, karlıklar ve ahşap mimarinin izleri görülüyor.
Gerdekkaya Mezar Anıtı
Biraz ileride Çukurca köyünün 500 metre kadar batısında yöre halkının
Kızlar Manastırı olarak adlandırdığı
Gerdekkaya Mezar Anıtı var. Helenistik döneme tarihlenen bu mezar anıtı iki sütunlu bir tapınak cephesi biçiminde, volkanik tüf kayalığa oyulmuş.
Arezastis Anıtı
Aynı yol üzerinde giderken Yazılıkaya köyüne 2 km kala bir başka tabelayla karşılaşılıyor: Küçük Yazılıkaya (Arezastis) Anıtı. Yola 100 metre uzaklıktaki anıt üst kısmındaki Frigçe yazıtlardan dolayı Arezastis Anıtı olarak anılıyor. Çam ağaçlarının arasındaki Küçük Yazılıkaya’nın da tam olarak bitirilemediği anlaşılıyor.
Yazılıkaya köyü antik kentin eteklerinde gelişmiş. Köyün tamamı SİT alanı, bu yüzden yeni ev yapmak çok zor, eski evlerin çoğu yıkılıp, gitmiş. Ulaşımı zor, değil konaklayacak bir yer, bakkal bile yok bu köyde. Kütüphanesi ve turizm bürosu var ama okulu kapalı.
1883 yılında anavatanlarından koparak yollara düşen Karaçaylıların bir bölümü önce Sivas’a, oradan Afyon Emirdağ’a, son olarak da 1892 yılında 1315 metre yüksekliğindeki
Yazılıkaya yaylasına yerleşmiş. Karaçaylılar eskiden çam ormanları kaplı olan bu alanı Kafkasya’yı andırdığı için olsa gerek beğenmişler. İlk kurulduğunda Çerkez Köyü olarak adlandırılan yerleşimin adı daha sonra Yazılıkaya olarak değiştirilmiş. Yani binlerce yıl önce Trakya’dan yola çıkan Friglerle, Kafkasya’dan göçen Karaçaylıların yolu burada kesişmiş. Türkiye’de ise 12 Karaçay köyü var, bunların üçü (Akhisar, Gökçeyayla ve Yazılıkaya) Han İlçesinde bulunuyor. Şimdilerde 80 kişinin yaşadığı Yazılıkaya köyü bu yönüyle de önemli bir yerleşim. Zira Yazılıkaya’da Karaçay gelenek ve görenekleri yaşatılıyor.
Yazılıkaya bağlı olduğu Han ilçesine 20 km, Eskişehir'e ise 70 km uzaklıkta. Ancak köye düzenli bir ulaşım bulunmuyor, bu yüzden özel araçtan başka seçenek kalmıyor.
Yapmadan Dönme!» Yazılıkaya'yı görmeden,
» Frig kalelerini dolaşmadan,
» Karaçay-Malkar kültürünü keşfetmeden, DÖNME!
Yazılıkaya'da Ne Yenir?
Karaçay mutfağı çok zengin. Hayvancılık başlıca geçim kaynağı olduğu için et yemekleri de öne çıkıyor; ünlü yemeklerinden biri de Et Hiçin. Soğan, sarımsak, karabiber ve kırmızıbiber katılarak suda pişirilen et, daha sonra bir tepside hamurun arasına konularak fırında pişiriliyor. Bu yemek daha çok özel günlerde birlikte pişirilerek akrabalara, komşulara sunuluyor. Yazılıkayalılar meyve ihtiyacını ise ormanlardan topladıkları yabani yemişlerle karşılıyorlar. Örneğin yaban eriğinin turşusunu kurup şifa niyetine şeker hastalarına yediriyorlar.
Yazılıkaya Antik Kenti Nerede, Nasıl Gidilir?
Yazılıkaya bağlı olduğu Han ilçesine 20 km,
Eskişehir'e ise 70 km uzaklıkta. Ancak köye düzenli bir ulaşım bulunmuyor, bu yüzden özel araçtan başka seçenek kalmıyor.