Türkiye'nin en önemli sulak alanlarından biri olan
Uluabat (Apolyont) Gölü sahip olduğu tarihi değerlerle de görülmesi gereken yerlerin başında geliyor. 156 kilometrekare büyüklüğündeki Uluabat Gölü'nün derinliği genellikle 1,5-2 metre arasında değişiyor. Oldukça sığ olan göl, sularının killi olması nedeniyle de bulanık.
19 balık türünün yaşadığı göl nesli tükenme tehlikesi altında bulunan küçük karabatak ve tepeli pelikanın da en önemli üreme alanlarından. 1998 yılında Ramsar Sözleşmesi kapsamında korumaya alınan
Uluabat Gölü'nün çevresinde birbirinden güzel köyler sıralanıyor. Bunların en ünlüsü
Gölyazı (Apolyont) Kasabası. Gölyazı nefes almak ve dinlenmek için birebir.
Gölyazı
Eski bir Rum köyü olan
Gölyazı Apollonia ad Rhyndacum antik kentinin üzerinde gelişmiş. 2500 yıl önce planlanmış bir kent olan Apollonia şimdi karaya köprüyle bağlanmış bir yarımadanın üstünde kurulmuş. Antik kentin yarımadayı çepeçevre kuşatan surları büyük oranda ayakta. Ancak diğer kalıntılar evlerin altında kalmış. Bazı evler de surların üstüne inşa edilmiş.
Rum kilisesi ve
Osmanlı hamamı da restore edilerek korumaya alınmış. 1. derece Arkeolojik SİT alanı ilan edilen Gölyazı eski dokusunu büyük oranda koruyor. Burası antik dönemde Anadolu Apollonia adını taşıyan dokuz kentten biriydi, göldeki
Kız Adasında kalıntıları görülen Apollon tapınağı nedeniyle kent de böyle adlandırılmıştı. Roma döneminde Apollonia ad Rhyndacum adına para bile bastırılmıştı. Apollonia adı zaman içinde Apolyont’a dönüşmüş, kasaba ve göl Apolyont olarak adlandırılmış.
Kasabada halk, geçimini çoğunlukla balıkçılıktan kazanıyor. Burada kadınlar da erkekler gibi balığa çıkıyor. Gölde daha çok turna ve sazan balığı avlanıyor; tutulan balıklar her gün saat 11-12 arasında kasaba meydanında kurulan balık mezadında satılıyor.
Gölyazı'da görülmesi gereken bir diğer unsur ise
Ağlayan Çınar. Köyün merkezinde bulunan bu koca çınarın 750 yıllık olduğu söyleniyor ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunca da koruma altına alınmış. Rivayete göre eskiden Gölyazı'da Türkler ve Rumlar birlikte yaşamışlar. Kurtuluş Savaşı sonrası köyde bulunan Rumlar Selanik'e göç etmek durumunda kalmışlar. Birbirlerini çok seven Mehmet ve Eleni, bu durumda ayrılmak zorunda kalmışlar. Mehmet Eleni'nin peşinden gitmek istese de Eleni'nin abisi bu durumu kabul etmeyerek Mehmeti bıçak ile yaralamış. Mehmet yaralı bir vaziyette sürünerek Eleni ile buluştukları çınar ağacına gelmiş ve burada ölmüş. Daha sonra bu çınara köylü tarafından Ağlayan Çınar denilmeye başlamış.
Leylekler Şehri Eskikaraağaç
Eskikaraağaç gölün kıyısındaki bir başka köy. Burada gölün kıyısında yalnızca duvarları kalmış bir Rum kilisesinin kalıntısı dışında tarihi kalıntı yok. Eskikaraağaç köyünün karşısında göldeki yedi adanın en büyüğü olan
Halilbey (Alyos) Adası yer alıyor, bu adada ve
Nailbey (Manastır Adasında kilise kalıntıları bulunuyor. Bir motor kiralayarak göldeki adaları keşfetmek de olanaklı.
Uluabat Gölü'nün çevresi sevimli leyleklerin de önemli yaşam alanlarından. 2004 yılından bu yana göl çevresindeki on iki köyde leylekler için yuvalar yapılmış. Eskikaraağaç da bunlardan biri. Mayıs aylarında burada üç gün süren
Leylek Şenlikleri düzenleniyor. Uluabat Gölünün kıyısında da doğa aşığı Mustafa Bilgiç tarafından kurulmuş özel bir kuş cenneti var. Mustafa Bey bir yandan gölde avlanan avcılarla uğraşıyor, diğer yandan da yüzlerce kuşunu yaşatmaya çalışıyor. Mutlaka görmeli ve soylu çabasını takdir etmelisiniz.
Yapmadan Dönme!
» Gölyazıyı gezmeden,
» Göldeki adaları görmeden,
» Leylek köyü Eskikaraağaç’ı dolaşmadan,
» Turna balığı yemeden,
» Kuş Cennetini görmeden, DÖNME!
Ne yenir?
Uluabat Gölü kıyısında balık lokantaları var, burada gölde tutulan balıklardan yiyebilirsiniz. Gölde tutulan lezzetli Turna balığının ünü Anadolu'nun içlerine kadar yayılmış.
Gölyazı ve Eskikaraağaç Nerede, Nasıl Gidilir?
Gölyazı,
Bursa-
Balikesir yolunun 35. kilometresinden ayrılan sapağa 6 kilometre uzaklıkta. Kasabadan Bursa'ya düzenli belediye otobüsü seferleri yapılıyor. Anayoldan birkaç kilometre daha gidildiğinde de Eskikaraağaç sapağına varılıyor. Sapaktan köy yaklaşık 3 km uzaklıkta. Uluabat Kuş Cennetine ise anayolun 45. kilometresindeki Çingen Çeşme mevkinde bulunan tabela izlenerek ulaşılıyor.